TR
  • English
  • Türkçe
  • Français
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • español, castellano
  • Deutsch
  • gör

    Kırşehir

    Ahi Evran Külliyesi

    Ahi Evran-ı Veli, Anadolu’da Ahilik Teşkilatı’nın kurucusudur. Tefsir, hadis, kelam, fıkıh ve tasavvufi kitaplar yazmış olan Ahi Evran, aynı zamanda felsefe, tıp ve kimya alanlarında da bilgi sahibi olan çok yönlü bir ilim insanıdır.

    Ahi; eli açık, cömert, konuksever, kardeş ve yiğit anlamlarına gelmektedir.

    Ahilik ise 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’da görülmeye başlayan, 18. yüzyıldan sonra ise bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşen sanat, ticaret, dayanışma ve yardımlaşma sistemidir. Bu anlamda Ahilik Teşkilatı, iş ahlakını savunan, sermayeyi ve işçinin alın terini koruyan, akıl, ahlak, bilim ve çalışma prensipleri üzerine kurulan, günümüzün kooperatifçilik, sendikacılık, sosyal güvenlik, kalite ve fiyat kontrol sistemine benzer yönleri olan bir kurumdur. Ahilik Teşkilatı’nın Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da büyük etkisi olmuştur.

    Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar Ahilik Teşkilatının merkezi Kırşehir olduğu için buradan “icazetname” almışlardır.

    Ahi Evran-ı Veli’nin türbesi, Kırşehir il merkezinde Ahi Evran Külliyesi’nde bulunmaktadır. 14. yüzyılda basit bir zaviye olarak kurulduğu tahmin edilen Külliye, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Türk zanaatçılarının manevi merkezi olmuştur.

    Ahi Evran Türbesi, 2014 yılında Türkiye’nin UNESCO Kültürel Miras Geçici Listesine dâhil olmuştur.

    Cacabey Gökbilim Medresesi

    Kırşehir’deki en önemli tarihî yapılardan biri olan ve şehir merkezinde bulunan Cacabey Gökbilim Medresesi, 1272 yılında, Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen ve astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır.

    Eşsiz mimarisinin yanı sıra özellikle güneş sistemindeki gezegenleri sembolize etiğine inanılan iç sütunceleri, avluda yer alan rasat kuyusu, aydınlık feneri ve yapının güney batı cephesinde yer alan 21 metre yüksekliğindeki gözlem kulesi ile dikkatleri çeken Cacabey Gökbilim Medresesi, astronomi eğitimi veren ilk merkezlerden biri ve belki de en önemlisidir.

    Medresenin dış cephesinde üç ayrı yerde bulunan sütuncelerin, bir roketin ateşleme ve fırlatma hâlini gösterdiğine inanılmaktadır. Medresenin taç kapısına işlenen bazı şekillerin ise ay ve güneşi sembolize ettiği, ayrıca alınlığın sağ ve sol alt köşesinde yer alan dairesel şekillerin de ekvator çizgisini ve eksen eğikliğini gösterdiği üzerine yorumlar yapılmaktadır.

    Cacabey’in türbesinin de bulunduğu medrese, günümüzde cami olarak kullanılmakta ve halk arasında “Cıncıklı Cami” olarak anılmaktadır.

    Cacabey Gökbilim Medresesi, 2014 yılında Anadolu Selçuklu Medreseleri başlığı altında, UNESCO Geçici Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

    Kentpark

    Kırşehir merkezde bulunan alışılagelmiş parklardan oldukça farklı mimaride yapılmış, merkezdeki önemli tarihi destinasyonlara yürüme mesafesinde olan bir gezi alanıdır. Yeni bir yapı olmasına rağmen Kırşehir’de görülmesi gereken yerler arasına girmiştir.

    Üçayak Kilisesi

    10-11. yüzyıllarda Bizanslılar tarafından yaptırıldığı düşünülen Üçayak Kilisesi, tipik Bizans kilise mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Kilisede hem Katolik hem de Protestan mezhebi üyelerinin birlikte ibadet ettiği bilinmektedir.

    Kesikköprü

    Orta Anadolu’daki Selçuklu köprülerindendir. 17. ve 18. yüzyıllarda köprü üzerinde eşkıyalar tarafından kervan yollarının kesilmesinden dolayı Kesikköprü adını almıştır.

    Kesikköprü Kervansarayı (Cacabey Hanı)

    Kesikköprü Kervansarayı, Anadolu Selçuklu köprülerinin en ünlüsü olan Kesikköprü’nün yanında yer alır.

    Hanlar, Anadolu’daki ilk ticari konaklama alanlarıdır. Hanlarda; insan, yük ve hayvanlardan oluşan kervanlar konaklardı. Ayrıca, dönemin sosyal ve kültürel yapıları içinde önemli yere sahip olan hanlar, bugünkü otellerle eşdeğer konumdadır.

    Ağalar Konağı

    Kırşehir’de günümüze kadar ulaşabilen nadir sivil mimari örneklerinden biridir. Günümüzde, geçmişin kültürel birikimini bugüne taşıyabilmek amacıyla Kırşehir kültürünün yaşatıldığı ve yansıtıldığı bir Kültür Evi olarak kullanılmaktadır.

    Konak ile aynı alan içinde bulunan restoranda ise ziyaretçilere Kırşehir’in yöresel lezzetleri sunulmaktadır

    Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi

    Kırşehir’in, tarihin her döneminde yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösteren kanıtlardan birisi de höyüklerdir. Kırşehir’de tespit ve tescili yapılan 100’ün üzerinde höyük bulunmaktadır.

    Kalehöyük, Kırşehir’in Kaman ilçesinde bulunmaktadır. Kaman Kalehöyük Arkeolojik Kazı Çalışması, 1986 yılında başlatılmıştır. Tipik bir Anadolu höyüğü olan Kalehöyük’te gerçekleştirilen çalışmalar, Kırşehir’in erken Bronz Çağına tarihlendirilen, en erken yerleşim tarihine ışık tutmaktadır.

    Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi kazı alanının hemen yanında yer almaktadır. Kalehöyük’ün kendi formundan esinlenerek höyük görünümünde inşa edilen müze, gelen ziyaretçilerin kazı yöntemleri ile kazıda çıkarılan eserleri aynı anda görme imkânı sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.

    Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nin yanında, arkeolojik kazı araştırmalarını yürüterek, kazı ve araştırmalardan elde edilen bilgileri ve eserleri incelemek amacıyla kurulan Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü bulunmaktadır.

    Ayrıca, kazı evinin yanında, Japonya sınırları dışındaki en büyük botanik bahçe olan ve Kalehöyük’te kazı çalışmalarını yürüten Japonlar tarafından yapılan Japon Bahçesi (Mikasanomiya Anı Bahçesi) yer almaktadır.

    Japon Bahçesi (Mikasanomiya Anı Bahçesi)

    Kaman ilçesinde Kalehöyük kazı evinin yanında bulunmaktadır. Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi tarafından 1993 yılında, Altes Prensi Takahito Mikasa’nın Kalehöyük kazılarını başlatması anısına ve bölge halkına rekreasyon alanı yaratmak amacıyla yapılmıştır.

    Japon bahçesi, Japonya sınırları dışında bulunan en büyük botanik bahçedir ve her yıl giderek daha çok ziyaretçi çekmektedir.

    Mucur Yeraltı Şehri

    Kapadokya bölgesinde Hristiyanların korunmak, sığınmak ve ibadet etmek amacıyla yaptığı 3. ve 4. yüzyıllara ait pek çok yeraltı şehri bulunmaktadır. Bunlardan biri olan ve Kırşehir’in Mucur ilçesinde bulunan Mucur Yeraltı Şehri, yerden 7-8 metre derinlikte yer almaktadır.

    Birçok odası bulunan yeraltı şehrinde bir mekândan diğerine geçmek için yapılmış ve insanların ancak eğilerek ilerleyebilecekleri genişlikte olan dehlizler, dehlizleri bölmek ve odaları kapatabilmek amacıyla yapıldığı tahmin edilen dairesel şekilli kapak taşları ve yer üstüne açılan havalandırma bacaları bulunmaktadır.

    Ayrıca ibadet yerleri ile daha çok küçükbaş hayvanların barınabileceği genişlikte olan ahırlar da yer almaktadır.

    Kepez Yeraltı Şehri

    Kırşehir’in Mucur ilçesinde bulunan ve Kapadokya bölgesinin en düzenli yeraltı şehirlerinden bir tanesi olan Kepez Yeraltı Şehri, mimarisi ve iki farklı renkte olan toprak yapısıyla ziyaretçilerin ilgi odağı hâline gelmiştir.

    Dikdörtgen şeklinde üçerli gruplar hâlindeki salonlar ve bu salonları birbirine bağlayan galeri ve tünellerden oluşmaktadır.

    Dulkadirli Yeraltı Şehri

    Mimari yapısı ve plan olarak Selçuklu dönemine ait kervansarayları andıran yeraltı şehri, plan özellikleriyle diğer yeraltı şehirlerinden farklılıklar göstermektedir.

    Yeraltı şehri erken Hristiyanlık döneminde sığınma yeri olarak kullanılmıştır.

    Seyfe Gölü Kuş Cenneti

    Seyfe Gölü, Ankara’ya 220 km, Kırşehir iline ise 36 km uzaklıktadır.

    Kırşehir’in Mucur ilçesine 16 km mesafede bulunan göl alanı içinde, binlerce kuşun kuluçkaya yattığı irili ufaklı birçok ada bulunmaktadır. Göl çevresindeki höyükler, gölü çevreleyen bitki örtüsünün doğallığı, turkuaz rengi göl manzarası ile kalabalık kuş gruplarının görüntüsü olağanüstü bir seyir keyfi oluşturmaktadır.

    Yapılan gözlemler neticesinde, göl ve çevresinde 186 kuş türü tespit edilmiştir. Özellikle flamingoların oluşturduğu kuş grupları, kuş gözlemcileri için seyrine doyum olmayan bir manzara sunmaktadır.

    Hirfanlı Baraj Gölü

    Orta Anadolu’nun Denizi” olarak bilinen Hirfanlı Baraj Gölü, eşsiz manzarası, plaj ve sosyal tesisleri ile dikkatleri çekmektedir. Ayrıca, Hirfanlı Baraj Gölü etrafındaki köylerde balıkçılık önemli bir gelir kaynağıdır.

    Hirfanlı Baraj Gölü kıyısındaki kumsallar ve doğal plajlar tatilcilerin uğrak yerlerindendir. Yeşilli, Uzunali ve Karaduraklı köylerinin baraj kıyıları yaz aylarında kamp alanı olarak kullanılmaktadır.

    Gölde rafting federasyonları, gençlik kampları, üniversiteler ve eğitim merkezleri tarafından su altı sporları, yelken, kürek, kano gibi faaliyetler de düzenlenmektedir.